Etik
9 Oca 2025
Aihaberleri.com olarak günümüzde yapay zekanın gelişmeleriyle çok heyecanlanıyor ve yapay zekanın devrim niteliğinde bir gelişme olduğuna inanıyoruz. Bu devrim modern toplumlar ve doğrudan dünyamız için çok önemli ama devrimin etik değerlerinin ve kontrol edilebilir olması gerektiğini savunuyoruz.
Yapay zeka kullanabilen herkes için çok önemli bir güç olduğunu inkar edemeyiz. Ancak, bu gücün sorumlu ve etik değerleri olacak şekilde geliştirilmesi ayrıca kullanılması, toplumsal huzurun korunması açısından kritik bir öneme sahip. Avrupa Birliği de böyle düşünecek olacaktır ki Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından 13 Haziran 2024 tarihinde kabul edilmiş, 2 Ağustos 2026 tarihinde tam anlamıyla yürürlüğe girecek -bazı yasaklar ve genel düzenlemeler 2 Şubat 2025’te uygulanmaya başlanacak- bir yasa yayınladılar. Bizler ise yazımızla bu yasa üzerinden yapılması yüksek riskli ve yasaklı sistemleri ele alacağız.
Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Yasası (AI Act), toplumun huzurunu ve bireylerin temel haklarını korumayı hedefleyen kapsamlı bir düzenlemedir. Bu yasa, yapay zekanın etik değerlere uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak için risk temelli bir yaklaşım benimser. Sistemin risk seviyesine göre farklı düzenlemeler öngörmektedir.
Kabul edilemez riskli sistemler, insan haklarına ve toplum değerlerine aykırı oldukları için tamamen yasaklanmaktadır. Bu kategoride yer alan sistemlerin kullanımı, herhangi bir istisnaya yer verilmeden doğrudan reddedilmektedir. Bunun yanı sıra, yüksek riskli sistemler daha sıkı denetimlere ve düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Bu tür sistemlerin kullanımı, yalnızca belirli koşullar altında ve güçlü kontrol mekanizmalarıyla mümkün hale getirilmektedir. Sınırlı ve düşük riskli sistemlerde ise daha hafif yükümlülüklerin olduğu düzenlemeler bulunmaktadır. Esnek düzenlemelerle kullanılabilmekte ve genellikle yalnızca temel bilgilendirme gereklilikleriyle sınırlandırılmaktadır.
Yasa, özellikle yüksek riskli yüksek risk yapay zeka sistemleri için yasal düzenlemeler getiriyor. Yapay zeka uygulamaları yoluyla sağlık, ulaşım ve kamu hizmetleri gibi ana kritik alanlar aracılığıyla insan haklarına zarar vermedikçe şeffaflık, denetim ve güvenliği bulundurmasını önemsiyor. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin geliştiricileri ve kullanıcıları için veri yönetimi, risk değerlendirmesi ve hesap verebilirlik gibi konularda detaylı yükümlülükler tanımlanıyor.
Toplum üzerinde etik olmayan ve olumsuz etkileri sıfıra indirmek için bahsettiğimiz gibi yüksek riskli yapay zeka sistemleri ve yasaklı uygulamalara denetimler oluşturuluyor. Yasaklı sistemler, AB değerleri ve temel haklar açısından kabul edilemez riskler oluşturan sistemleri kapsamaktadır. Yasa, aşağıdaki sistemleri net olarak yasaklamıştır:
İnsan davranışını manipüle eden teknikler içeren sistemler: Bireylerin fark edilmesi imkansız uyaranlar kullanarak yapay zeka gücüyle karar alma yetisini dahil olmak hatta bozmak net olarak yasaklanmıştır.
Kırılgan grupların sömürüsünü içeren sistemler: Çocuklar ve yaşlılar gibi dezavantajlı olabilecek tüm grupların zayıflarını hedef alan sistemler yasaklanmıştır.
Sosyal puanlama sistemleri: Kişilerin sosyal davranışlarını ve özelliklerini değerlendirerek, bunları puanlayan ve bireyler veya gruplar için herhangi bir ayrımcılık yaratabilecek sonuçlar doğuran sistemler yasaklanmıştır.
Kamu alanlarında gerçek zamanlı biyometrik tanımlama yapan sistemler: Kamuya açık alanlarda yapay zeka desteği ile yüz tanıma tamamen yasaklanmamış ama yalnızca belirli ve sıkı koşullar altında güvenlik amacıyla izin verilmiştir.
Bu düzenlemeler, yapay zekayı toplum refahını koruyacak ve etik değerlere zarar vermeyecek bir çerçevede tutmak amacıyla hazırlanmıştır. Yapay zekanın etik açıdan yaratabileceği sorunlar ve bu sorunlara yol açabilecek uygulamalar, ilerleyen yazılarımızda daha ayrıntılı şekilde ele alınacaktır. Ancak bu yazıda ulaştığımız temel nokta şudur: Devrim niteliğinde olan yapay zeka gelişmeleri, faydalarını maksimize ederken olası risklerini minimize etmek adına mutlaka denetim altında tutulmalıdır. Çünkü denetimsiz bırakılan bir güç, toplum refahını ve etik dengeleri olumsuz yönde etkileyebilir.